22 Haziran 2013 Cumartesi
Beratını Alan Adamın Muhteşem Hikayesi
Eski zamanların birinde saf mı saf temiz mi temiz, her şeye ve herkese kanan bir adam yaşarmış. Tüm muradı insanlara hizmet edip Rabbinin rızasını kazanmakmış. Fakat bazı kendini bilmez insanlar, onun bu saflığından yararlanıp, ona kötü şakalar yaparlar, üzerlermiş.
Gel zaman git zaman, bu saf adamın köyünden bir grup insan umre ziyareti yapmaya karar verirler. Giderlerken bu adamcağızı da yanlarında götürmeye karar verirler.
“Yolda biraz takılırız, zaman geçiririz.” diye.
Nihayet uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra yüce ALLAH’ın evi Beytullah tüm heybetiyle görünmüş. Müslümanlar ve bizim iyilik timsali saf adamımız, heyecan ve sevinçle ona koşmuş ve umre vazifelerini yerine getirmişler.
Yaklaşık on gün burada ibadet ve taatla meşgul olan kafile artık toparlanıyormuş.
Şimdi Resûlullah’a varma zamanı gelmişti.
Nur şehir Medine’ye gitmek için yola koyulmuşlardı.
Mekke’den bir mil mesafe ayrılmışlardı ki, içlerinden biri çantasından birtakım kâğıtlar çıkarmış, acele ile arkadaşlarına dağıtmaya başlamış.
“Bu nedir?” diyenlere:
-”Susun, sessiz olun. Bizim saf adam duymasın, ona müthiş bir oyun hazırladım.” demiş.
Kafilede olan herkese dağıtmış.
O kâğıtlardan sadece saf adama vermemiş.
Arkadaşları dayanamamış, “çabuk anlat, oyunun nedir?” demişler.
Adam:
-”Bakın, birazdan saf adam gelecek. Bizlere ellerimizdeki kâğıtların ne olduğunu soracak.”
-”Eee, biz ne diyeceğiz?” diye atılmış arkadaşları.
-”Diyeceğiz ki, bu kâğıtlar bize cennetten gelmiştir. Umre ziyaretimizi kabul eden ALLAH, bizlere beraatlarımızı gönderdi.” diyeceğiz.
Arkadaşlarından bazıları:
-”Fakat bu çok ağır bir şaka.” dedilerse de bu işi yapmaya karar verdiler.
Biraz sonra saf adam yanlarına gelmişti. Birde ne görsün, herkesin elinde birtakım kağıtlar, onu öpüp kokluyorlar.
Dayanamadı:
-”Ey benim arkadaşlarım! Nedir o elinizdeki öpüp kokladığınız kâğıtlar?” diye sordu.
Hepsi birbirlerine kaş göz edip gülüşmüşlerdi.
Bu oyunu hazırlayan zat ona:
-”Aaa, senin bu kâğıtlardan haberin yok mu?”
-”Hayır, yok.”
-”Ama nasıl olur, bak, hepimize gönderildi bundan.”
-”Fakat anlamıyorum, nedir onlar? Kim gönderdi?”
-”Kim olacak, umremizi ve ibadetlerimizi beğenip kabul eden ALLAH gönderdi.”
Saf adam âdeta beyninden vurulmuştu.
Son baharda yaprakları dökülüp en ufak bir rüzgârda titreyen bir gül ağacı yaprağı gibiydi. Dudakları:
-”Rabbim! Rabbim! diye kıpırdıyordu.
Aniden yönünü Mekke’ye çevirdi.
Kâbe karşısındaydı; birden olanca kuvvetiyle koşmaya başladı.
Arkadaşlarının
-”Dur, gitme! şaka yaptık.” sözlerini duymuyordu bile.
Onun gönlü yanmıştı, hem de nasıl bir yangın? Belki Nil nehri oraya aksa, söndüremeyecekti. Düşüyor, kalkıyor, ağlıyordu. Sonunda kavuşmuştu Beytullah’a. Ona öyle bir sarıldı ki, gözyaşlarını, Kâbe’nin örtüsü içine çekiyordu. Kalbini âlemlerin Rabbi olan ALLAH’a bağlamış haykırıyordu:
-”Ey yüceler yücesi ALLAH’ım! Ey benim Rabbim!
Niye benim beraatımı vermedin, ne kusur ettim?
ALLAH’ım! Arkadaşlarım öyle mutlu ve sevinçli, ben böyle boynu bükük yetim kaldım.
Rabbim! Sana yalvarıyorum! Benim de beratımı ver. Ne olur ALLAH’ım, beratımı ver!”
O, böyle yalvarırken, kafasına bir şeyin değip yere düştüğünü hissetti. Bir de ne görsün, arkadaşlarının ellerindeki kâğıtlardan çok daha güzel bir kâğıt. Hemen aldı, sevinçten ne yapacağını şaşırmıştı. Hemen kalktı kafilesine doğru koşmaya başladı. Bir yandan da bağırıyordu:
-”Aldım! Aldım! Ben de beratımı aldım!?”
Arkadaşlarının hepsi şaşırmıştı.
Adam yanlarına gelince, hemen elindeki kağıdı aldılar.
O da neydi? Bu kâğıt nasıl da güzel kokuyordu! Hayatlarında hiç bu kadar güzel bir koku koklamamışlardı. üstelik çok garip harika desenli bir kâğıttı.
Şimdi hepsi telaşlanmışlardı, işin içinde bir iş vardı.
Hiç vakit kaybetmeden hemen Mekke’ye döndüler ve o devrin büyük âlimi bir büyük zata gittiler.
Kâğıdı ona verdiler.
O âlim zat kâğıdı eline alır almaz, ayağa kalktı.
-”SübhanALLAH! Bu cennet kokusudur.” dedi. Kâğıdı açınca hayret ve dehşeti arttı:
-”Bu,” dedi, “bu bir berattır. Falan adama yazılmıştır. Hem de nur mürekkeple yazılmıştır.”
Hepsi donmuşlardı. Kimileri hüngür hüngür ağlıyordu. Âlim o saf adamı kucaklamış sakallarından, yüzünden, ellerinden öpüyordu.-”Ne olur bana dua et!” diye rica ediyordu.
Blog Arşivi
-
▼
2013
(189)
-
▼
Haziran
(181)
- Bugünlerde Yaşam...
- Aşk Engel Tanımaz
- Mevlana'nın hayır duasını almak için geldim.
- KARINCA İLE HZ. SÜLEYMAN (a.s)
- Seveceksen öylece sev.
- OKUNMAYA DEĞER BİR HİKAYE..
- Cesaretli ol!
- Mutlaka Okuyun!
- Biraz da gülelim..
- Acele Karar Vermeyin
- Mutlaka okuyun!
- Dost ile Arkadaş arasındaki fark!
- Hayatınız seçtiğiniz kadındır.
- Selim’in, hayatındaki en büyük boşluk...
- Hz. Ali'nin misafirliği
- HARİKA...
- Kucağındaki hazinenin tırnak kadar bir parçasını, ...
- İŞTE DÜNYANIN EN ÇOK OKUNAN ŞİİRİ !
- Sadaka...!
- İbret alabilmemiz umudu ile…
- BENİM REFERANSIM ALLAH' tır...
- Bir çocuktan anne babalara öğütler
- Hakiki âşık !
- Evlenecekler ve Evli Olanlar-Mutlaka Okuyun!
- İnsan olmayı unutan fertlere bir ders, bir nasihat...
- YAVUZ SULTAN SELİM HAN'IN İHANETE CEVABI
- EŞİNLE KAVGA MI EDIYORSUN ?
- Gençliğin sırrı nedir?
- Afrikalı zenci bir çocuğun bi şiiri!
- Neden ağlıyorsun?
- Küçüğüm
- DUAYLA GELEN MÜŞTERİ
- Çocuk dedesine sormuş..
- Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış.
- Küçük Kızdan Muhteşem Cevap !
- Yoksulluk
- İpin hesabı
- İncitmeyecek kadar uzak, hayatın soğuk zamanlarınd...
- Mutlaka okunmalı...
- İŞTE AŞK...
- Koca tipleri
- YAŞANMIŞ BİR OLAY
- Fuzuli-Ruhi Atışması
- Beratını Alan Adamın Muhteşem Hikayesi
- Nereden ğeldiğini unutmayacaksın!
- Hz.Muhammed Mustafa (s.a.v)
- Allah'ın bir hikmeti olan bu doğa olayı...
- ALTIN KURALLAR - MUTLAKA OKUYUN..
- Neden Böyle Olduk ?
- KESİNLİKLE OKUNMASI GEREKEN BİR YAZI..
- Yaşlı bir amcayla teyze
- 20 SANİYE
- Bazı şeyler çok değerlidiR..
- Okumadan Geçmeyin...
- 400 Sene Sonrasına Mektup
- MUTLAKA OKUYALIM.....
- Peygamberimiz'e gelen müjde
- Çatlak testi
- ALLAH'I GÖRECEĞİM BABA
- Satılık Köpek Yavruları
- O savaşı Kur’an’ın gücü kazandı!..
- Galiba Albert Einstein' ın korktuğu gerçek oldu
- Ön yargı üzerine müthiş bir hikaye
- Ücret
- Bana yalan söyleyebilene bir küp dolusu altın vere...
- OKUNMAYA DEĞER BİR HİKAYE..
- ALDATMA
- MUHTEŞEM.... OKUMADAN GEÇMEYİN...
- MANAV ve KADIN
- Bunu sonuna kadar okuyup ve bunları yapan dünyada ...
- Einstein
- Osmanlı İmparatorluğu
- Ağlayanı Güldürmek sevaptır !
- Şaka gibi ama gerçek
- ÖNCE KENDİ ÇİZGİNİ UZAT (Mutlaka Oku)...
- Her ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına
- YILIN HİKAYESİ ! SAKIN OKUMADAN GEÇME ..
- ÜŞENMEDEN OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM !
- Mutlaka okuyun..
- 30 GÜZEL TAVSİYE
- Doktor ve Çocuk
- TUZLU KAHVE
- ABDESTSİZ EMZİRİLEN BİR DAMLA SÜT
- Emin olun ki gözyaşlarınıza Hakim olamayacaksınız ...
- AŞK
- ELMA
- - Kelimenin Gücü -
- İBRETLİK...
- Harika...
- Platon'a iki soru sormuşlar.
- İnanmak
- Bir Çocuk
- Neden evliliği güzel olanlara 'KUMRULAR GİBİ' benz...
- Her ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına!
- Hayatı dolu dolu yaşayın!
- Hayatın tadı!
- HADI TEST YAPALIM!
- Biz hep çocuk kalmalıydık aslında...
- Canım Anneme
- Herkes kendi penceresinden bakar.. HAYATA
-
▼
Haziran
(181)